Müslümanlığın ortaya çıktığı 7. Yüzyıldan sonra da Müslümanlarca Anadolu toprakları dinlerini yayacakları alan olarak düşünülmüştür. Türklerin Müslüman olmalarından sonra ise bu topraklar İslamlaşmıştır. Ancak Anadolu topraklarında Müslümanlarla diğer din mensupları arasında dini anlamda sorun yaşanmamıştır.
Gaziantep’te Antik dönem inançlarının yanı sıra Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık gibi semavi dinlerin önemli dini yapıları günümüze kadar varlıklarını sürdürmüştür.
Antik inançlardan; baş tanrısı Teşup olan ve daha sonra İngiltere’den Kuzey Afrika’ya kadar uzanan inancın tapınağı Gaziantep’in Dülük köyündeki Şarklı Mağarada bulunmaktadır. Aynı köyde Mitras inancının Mitras Tapınağı da kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılmıştır.
Kutsal kitaplarda Fırat ve Dicle Nehri arasında kalan geniş ovalara cennet bahçesi denir. Dünyanın en eski yazılı belgelerinden olan Sümer kaynaklarında ise, Cennet “ Güneşin Bahçesi” olarak tanımlanır. Bu cennet bahçelerinin giriş kapısı da Gaziantep’tir.
Hıristiyanlığın ilk ortaya çıktığı zamanlarda Hz. İsa’nın havarilerinden Johannes o dönemin önemli merkezlerinden Fırat Nehri ile Merziman çayının kesiştiği noktada bulunan Rumkale’yi kendine üs seçmiş ve rivayete göre Yuhanna, incilini burada yazarak çoğaltmıştır. Johannes’in bu incili kalenin üzerinde bugün hala mevcudiyetini devam ettiren kuyunun girişindeki bir oda da muhafaza ettiği ifade edilmektedir. Aziz olarak tanınan, son patrik olan ve 1173 yılında ölen Aziz Nerses’in Rumkale’de adına yapılmış bir kilisesi ve mezarı bulunmaktadır. Bu kale bütün ihtişamıyla ayakta durmakta olup Gaziantep Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından çevre düzenlemesi, iskele yapımı ve rekreasyon alanları için çalışmalara başlanmıştır.
20. yüzyılın başlarına kadar Gaziantep’te yaşayan Hıristiyanlarca inşa edilmiş olan şehir merkezindeki Kendirli kilisesi ve bugün camiye çevrilmiş olan Valide Meryem Kilisesi, Nizip ilçesindeki Fevkani kilisesi ziyaret edilebilecek durumdadır.
İsrail Devletinin Filistin’de 1948 yılında kurulmasına kadar Yahudilerde yoğun olarak Gaziantep’te yaşamaktaydılar. Bu din mensupları da Bu din mensupları da ibadet ihtiyaçlarını halen yıkık vaziyette bulunan Şahinbey İlçesi Düğmeci Mahallesinde ki Yahudi Havrasında yapmaktaydılar. Ayrıca İsrail oğullarından Hz. Musa’nın yeğeni olan Hz. Yuşa Peygamber’in türbesi de Gaziantep’te bulunmaktadır.
Müslümanların II. Halifesi olan Hz. Ömer zamanında Gaziantep bölgesinde yapılan savaşlarda, Hz. Muhammed’in peygamberlik mührünü görüp öpen Hz. Ökkeşiye Nurdağı ilçesinin güneydoğusunda, günümüzde Dülükbaba olarak bilinen Davud-u Ejder Şehitkâmil ilçesi sınırlarında bulunan Dülük Ormanlarının içinde, Pirsefa Şahinbey ilçesinde, Said İbn-i Ebu Vakkas Araban ilçesi sınırlarında, halk arasında Karaçomak olarak bilinen zat ise Şahinbey ilçesi Karaçomak köyü sınırları içerisinde şu an türbelerinin bulunduğu yerlerde şehit düşmüşlerdir. Bu bölgeyi fethe gelen İslam Ordularının Komutanları Halife Hz. Ömer’e Antep’in korunması için şehrin surlarla çevrilmesini önerdiğinde, Halife Hz. Ömer bölgede şehit düşen bu şahısları kastederek “Antep surlarla çevrilmiştir” dediği rivayet edilmektedir.
Müslümanlıkla birlikte; Nesimi, Hacıbaba, Şeyh Fethullah, Alibaba, Kurbanbaba ve daha birçok türbeyle Gaziantep bir evliyalar şehri haline gelmiştir.
Gaziantep’te mimarisi ile dikkati çeken çok sayıda Türk-İslam eseri cami mevcuttur. Mehmet Nuri Paşa Cami, Şeyh Fethullah Cami,Tahtani Cami, Alaüddevle Cami, Boyacı Cami, Şirvani Mehmet Efendi Cami bunlardan birkaç tanesi olup, günümüzde de modern mimari tarzda yapılan çok sayıda cami bulunmaktadır.
1920-1921 yıllarında Gaziantep’te kurtuluş için mücadele veren Antepliler binlerce şehit vermiştir. Bu şehitlerin anısına yapılan Şehitler Abidesi, Şahinbey’in mezarı ve o dönem şehit olan bir çok önemli şahsiyetin mezarı Şehitlik Turizmi için önemli yerlerdendir.
Modern Türkiye’nin Güneydoğusunda yer alan Gaziantep; binlerce yıldan beri bir çok kültür ve inanca beşiklik yapmış, bu kültürlerin ve inançların eserlerini bağrında barındırmıştır. Bu nedenle günümüzde de inanç turizmi açısından gezilip görülmeye değer bir yerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder